Sunday, January 17, 2016

Kuranı Kerimin Muhafazası ve derlenmesi-1(Peygamberin zamanında)

1.Giriş:

Birçok Oryantalistler ve Hristiyan misyonerler Kuranın kusursuz muhafazası ile ilgili şübhe yaratmak amacıyla Kuranı Kerim hakkında konuşmuşturlar.Bu seri çalışmamızda Kuranı Kerimin Muhafazası ve derlenmesi hakkında tüm süreci inceleyeceğiz. Doğal olarak,ilk etapta Allah Rasülünün(s.a.s) hayatını kapsayan evreyi inceleyeceğiz

2. Ezber: Kuranın Muhafazasında ilkin gereçler:

Birşey de bilinmesinde fayda var ki,Kuranı Kerimin muhafazası Yazıdan daha çok hafıza yoluyla da olmuştur.Bunda büyük bir hikmet vardır.Biz, önceki Peygamberlerin ümmetleri zamanında görüyoruz ki,ezberlenmeyen bilgilerin kaybolup gitmiştir. Bazen işgalciler elyazmaları ve din adamlarını katletmişler yahut kasıtlı şekilde bu elyazmaları tahrif etmişlerdir. Bu sebebten,aynı şeylerin Kurana olmasını önlemek için yazılı halinin yani sıra ezbere daha çok ağırlık verilmiştir

Bu nedenle Sahih Müslimde okuduğumuz üzere Yüce Allah Resülallaha(s.a.s) hitaben şöyle buyuruyor:
وأنزلت عليك كتابا لا يغسله الماء
“ ve su ile yıkanmayacak bir kitap verdim"[1]

Bu Kuranı Kerim  sadece elyazmalarla değil diğer araçlarlada korunacağı anlamına gelmektedir. Bu sebebten başından beri Müslümanlar Kuranı Kerimi ezberlemeye çok dikkat etmiş ve sadece Allah Rasülü(s.a.s) değil ashabtan birçok kimsede Kuranı Kerimi  tüm kalpleriyle ezberlemiştiler. Bu sahabilere Ebubekr, 'Ömer, 'Osman, 'Ali, 'Abdullah bin Mesud, Talha, Sa'd, Hüzeyfe, Ubeyy bin Ka'b, Abdullah bin Abbas, Abdullah bin Zübeyir, 'Abdullah bin Sayi'b, Zeyd bin Sabit, Ebu Hüreyre, Ebu Derda, Muaz bin Cebel, Enes bin Malik, Ebu Musa El-'Eşari, Müaviyye, Seyyide 'Aişe, Seyyide Umm Seleme, Seyyide Hafsa ve birçok sahabiler dahildi.[2]

3- Resülallahın(s.a.s) yaşamı zamanında yazılı Muhafaza:

Ancak buna rağmen Kuranı Kerim yazıya alınmış ve bu iş Resülallahın(s.a.s) yaşadığı zamanda bile çok doğru ve sarih bir şekilde yapılmışdır.Ve diğer sonraki tüm mushaflar Resülallahın(s.a.s) bizzat kendisi tarafından dikte edilen vahiylere esaslanmaktadır.Bunun detaylarını kısaca vereceğiz:

Resülullahın 40-tan fazla vahiy katibi olarak çalışan ashabı vardı. Bu sahabilerin isimleri birçok sahih çalışmalarda zikredilmiştir.[3] Resülallah(s.a.s) Kuranı Kerimin yazılmasında özel tedbirler almıştır.Kuranın nasıl yazıldığını ve Resülallahın(s.a.s) bizzat kendisi tarafından nasıl yoklandığını vereceğimiz aşağıdaki misalde görmek mümkündür:

عن زيد بن ثابت قال: كنت أكتب الوحي لرسول الله صلى الله عليه وسلم، وكان «إذا نزل عليه أخذته برحاء شديدة، وعرق عرقا شديدا مثل الجمان، ثم سري عنه» ، فكنت أدخل عليه بقطعة الكتف أو كسرة، فأكتب وهو يملي علي، فما أفرغ حتى تكاد رجلي تنكسر من ثقل القرآن، وحتى أقول: لا أمشي على رجلي أبدا، فإذا فرغت قال: «اقرأه» ، فأقرؤه، فإن كان فيه سقط أقامه، ثم أخرج به إلى الناس

Zeyd bin Sabit,Vahiy katiblerinden biri dedi: "Ben, Resûlullah'a (sallallâhu aleyhi ve sellem) indirilen vahiyleri yazardım. O'na vahiy indiği zaman üzerine şiddetli bir terleme gelirdi, sonra vahiy hâli geçince, Resûlullah imlâ ettirir ben de, beraberimde getirdiğim kemik veya başka bir parça üzerine yazardım. Yazma işi bitince, (Vahiy esnasında üzerime çöken) Kur'ân'ın ağırlığından ayaklarımın ezildiğini, artık bir daha yürüyemeyeceğimi zannederdim. Yazma işi bitince bana: 'Oku!' derdi. Ben de okurdum, bir hata varsa düzeltirdi. Daha sonra da ben bu yazdıklarımı diğer insanlara götürürdüm"[4]

Bu kategorik şekilde kanıtlamakdadır ki,Kuranı Kerim Sahabiler tarafından bizzat Resülallahın(s.a.s) denetimi altında kaleme alınmış ve insanlara arzedilmeden önce  kendisi tarafından yazıya göçürmenin doğruluğu incelenmiştir.

Aynı zamanda deliller vardır ki,Resülallahın(s.a.s) yaşadığı devirde bile Kuranı Kerimin yazılı nüshaları vardı.Gerçekte bu nüshalardan biri Resülallahın(s.a.s) en yakın arkadaşlarından biri olan Ömer bin Hattabın islamla şereflenmesine sebep olmuştu,Ömer bin Hattap kız kardeşi ve onun kocasını Taha süresinin yazılı olduğu bir bölümü onların elinde okurken görmüş ve kendisininde sonra bu ayetleri okuyarak Müslüman olmuştu.[5]

Birçok hadisler,sahabilerin Kuranın tamamına yada bazı yazılı kısımlarına sahip olduklarını göstermektedir.Mesela:

عن عبد الله بن عمر رضي الله عنهما: أن رسول الله صلى الله عليه وسلم نهى أن يسافر بالقرآن إلى أرض العدو

Abdullah bin Ömer nakletdi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Kur´ân-ı Kerîm ile düşman diyarına yolculuk yapmayı yasakladı[6]

Açıkcası bu hadisler kategorik şekilde kanıtdır ki,Kuranı Kerimin nüshalarını hatta Resülallahın-sallalahu aleyhi ve sellemin-yaşadığı zamanda yazıya göçürmüşlerdir ve bu sıradışı birşey değildi

Keza, Resülallahın(s.a.s) talimatları üzerine Hakim Bin Hizamı Yemene vali olarak  gönderirken talimat verdiği hadiste Kuranın Nüshalarının olduğuna dair deilil vardır.O(s.a.s) diyor:

لا تمس القرآن إلا وأنت طاهر

“Temiz olmadığınız durumda Kurana dokunmayın.[7]

4- Kuranı Kerimi yazmaya Resülallahın(s.a.s) teşvik etmesi:

Nebi(s.a.s) her vahiy aldıkca Kuranı-Kerimi sadece kendi huzurunda kaleme aldırmamış,aynı zamanda diğer insanlarada kendileri ve çocuklarına miras bırakmaları için Kuranı Kerimi yazıya göçürmelerine teşvik etmişdir.Aşağıdakı nakilde bunu anlamak mümkündür:

عن أبي هريرة، قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: «إن مما يلحق المؤمن من عمله وحسناته بعد موته علما علمه ونشره، وولدا صالحا تركه، ومصحفا ورثه، أو مسجدا بناه، أو بيتا لابن السبيل بناه، أو نهرا أجراه، أو صدقة أخرجها من ماله في صحته وحياته، يلحقه من بعد موته»

Hz. Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (a.v.s.): "Mü'min kişiye, hayatta iken yaptığı amel ve iyiliklerden öldükten sonra ulaşanlar, öğretip neşrettiği  bir ilim,geride bıraktığı salih bir evlad,miras  bıraktığı bir mushaf (kitap),inşa ettiği bir mescid,yolcular için yaptırdığı bir bina,akıttığı bir su,hayatta ve sağlıklı iken verdiği bir sadakadır. Ölümünden sonra kişiye işte bunlar ulaşır.’”[8]

Açıktır ki,Nebi(s.a.s) sadece Kuranı tamamiyle yazıya almaktan ilave onun elyazmalarını diğer nesillere miras bırakmak için sahabilere bunu yazmağa teşvik etmişdir

Birçok sahabi Nebi(s.a.s) ile birlikteydi. onlardan biri olan Muâz b. Cebel dedi ;

قلنا: يا رسول الله هل من أحد أعظم منا أجرا، آمنا بك واتبعناك، قال: «وما يمنعكم من ذلك ورسول الله بين أظهركم، يأتيكم بالوحي من السماء؟ بل قوم يأتون من بعدكم يأتيهم كتاب بين لوحين فيؤمنون به ويعملون بما فيه أولئك أعظم منكم أجرا»

 “Dedik ki: Yâ Rasûlallah! Sana îmân ettik ve Sana tâbi olduk. Ecir ve sevâp bakımından bizden daha büyük bir topluluk var mı? Bunun üzerine şöyle buyurdu:Sizden sonra gelecek bir topluluk.. (Allah’ın) kitabı onlara iki kapak arasında ulaşacak. Ona îmân ve içindekilerle amel edecekler. Onlar ecirce sizden daha öndedirler.[9]

5- Kuranı Kerim Nebi(s.a.s) zamanında tam olarak yazılmadı iddiası:

Oryantalistler iddia etmekdedirler ki,Kuranı-Kerim Resülallahın(s.a.s) yaşadığı devirde tam olarak yazıya alınmamıştır. Bu yanlış bir iddiadır ve elbette ki,Kuranı Kerim Resülallahın(s.a.s) denetimi ile yazıya geçirilmiş fakat bir kolleksiyon içinde derlenmemiştir .Bu Vahiy katiplerinden biri olan Zeyd bin Sabit tarafından bildirilmektedir. O diyor:

قبض النبي صلى الله عليه وسلم ولم يكن القرآن جمع في شيء

“Kuran halen birşey içerisinde cem edilmemişken Resülallah(s.a.s) vefat etdi.”[10]

Açıktır ki,burada geçen "Cemea"-cem etmek,toplamak anlamındadır yazmak anlamında değildir.Kuranı Kerimin tamami yazıya alınsada Resülallah(s.a.s) zamanında biryerde toplanmamasının arkasındaki hikmeti El Hattabi şöyle açıklamaktadır. O diyor;

إنما لم يجمع القرآن في المصحف لما كان يترقبه من ورود ناسخ لبعض أحكامه أو تلاوته فلما انقضى نزوله بوفاته ألهم الله الخلفاء الراشدين ذلك وفاء بوعده الصادق بضمان حفظه على هذه الأمة فكان ابتداء ذلك على يد الصديق بمشورة عمر

“Resülallah(s.a.s) Kuranı bir mushaf içinde toplamadı çünki o,ahkamve tilavetde bazı neshlerin olabilir diye beklemek zorundaydı fakat o vefat etdiğinde vahiyin nüzulu kesilince(neshetmede aynı şekilde); Allah,bu ümmet için (Kuranın) muhafazasıyla ilgili gerçek taahüttlerini yerine getirsinler diye Hülefayi Raşidinin kalbine bu düşünceyi ilham etti. Sonra bu büyük görev Ömerin tavsiyyesi üzerine Ebubekir es-Sıddık tarafından yapıldı.[11]


Gerçekten,Misyoner ve oryantalistlerin Nebinin(s.a.s) zamanında Kuranın yazılması ve derlenmesi aleyhindeki şübhelerinde ve sözlerinde zerre kadar doğruluk payı yoktur

-- MOHAMMAD ARAS


[1] Sahih Muslim, Kitap 40, Hadis 6853
[2] Kuranı Kerimi ezberleyen bu ve diğer sahabilerin isimleri El-Cezairinin En-Neşr fil Kıraat el-'Aşr-ında ve İmam Celaleddin Suyutinin  El-İttikan fi ‘Ulum el-Kuranında bulmak mümkündür
[3] Muhammad Mustafa El-A’zmi’nin Kuttab el-Nebisi bu konuyla ilgili kapsamlı çalışmadır . O,burada 48 vahiy katibi-Allah hepsinden razı olsun- hakkında detaylı bilgiler vermektedir
[4] Mücem Et-Tebarani El-Evsat, Hadis1913. Dar el-Harameyin, Kahire, 1415 AH 
El Heysemi tarafından Mecma’ Ez-Zevaid 8/257, Hadis 13938-de sahih sayılmıştır
[5] Sunen ed-Darakutni, Hadis 441, Er-Risale yayınevi, Beyrut, 2004
Ez-Zeyl’i dedi ki,bu ceyyid(güzel) bir hadistir.Bak:Neseb el-Reya (cilt .1 s.199 Muhammed 'Avvame yayinevi.)
[6] Sahih Buhari, Kitap 52, Hadis 233
[7] Mustedrek el-Hakim, Hadis 6051, Dar el-kutub el-Ilmiyye, Beyrut, 1990
El-Hakim dedi ki,sahihtir. Ez-Zehebide aynı şeyi demiştir.
[8] Sunen Ibn Mace, kitap 1, Kısım 20, Hadis 242. Şeyh Elbani Hasen saymıştır
[9] El-Buhari, Halk Efal el-‘Ibad, Dar el-M’arif el-Seudiyye, Riyad, 1398 AH cilt.1 s 88
Şeyh Elbani Silsile Sahiha No. 3310-da sahih saymıştır
[10] Feth el-Bari, Dar el-Marife, Beyrut 1379 AH cilt .9 s.12
[11] El-Itikan fil Ulum el-Kuran, Haiye el-Misriyye el-‘amelil-Kitab, Mısır 1974 cilt.1 s.202

1 comment: