1508-ci yılda Bağdat Şah İsmayıl tarafından ele geçirilince orada bulunan sunni müslümanlar katledildi,Abbasi Halifelerinin mezarları yerlebir edildi ve bu dağıntıdan İmamı Azam Ebu Hanifenin ve Abdülkadir Ceylani hazretlerininde mezarı aynı akibeti yaşadı.Lakin,Safevilerin Bağdatdan Osmanlılar tarafından çıkarılmasından sonra şii mezarlık ve türbelerine bu tür bir muamele yapılmadı.Safevi pagan Şah İsmayılın yaptığı çirkinlikleri şiilerin kendi imamları bizzat dile getirmişlerdir:
"Bağdatda bir çok sünni mimarlik abidelerini yok etdiler. Bu mimarlik abidelerinden biri de Hanefi mezhebinin kurucusu olan Ebu Hanifenin mezarının üzerindeki yapım idi. Bu mezar bir camiden ve ona bitişik bir de medreseden ibaretdi. Ebu Hanifenin mezarı üzerindeki medreseni ve mescidi Selçuklar yaptırmışdılar. Şah İsmayılın emri üzerine medrese ve mescidi yerlebir etdiler. Ebu Hanifenin de mezarına bir delik açdılar. Ebu Hanifenin kemilerini çıkarıp onun yerine bir köpek gömdüler. Sonra Ebu Hanifenin mezarının üzerinde bir tuvalet yaptılar. Bağdatın sokaklarında kızılbaşlar ilan etdiler ki, kim bu tuvalete gelip hacetini gidererse, ona 25 Tebriz dinarı verilecektir.(1) Bu zaman Kumlu bir şair İsmayılın yanında idi. Bu şairin yazdığı bir beyt şiiri tuvaletin duvarına yazdılar. Şiir şöyle idi: Şii Ebu Hanifenin mezarına pisledi, şianın pislediyi mezara sünni secde etdi. Şianin pislediği yer sünninin secdegahi oldu. (2)
Kaynaklar:
Kaynaklar:
1.Alem arayi Safevi, s. 477.
2.اسناد و نامه های دوره صفویه، گردآوری ا. ثابتیان، ص 99/ Safeviyye dönemi senetler ve mektuplar, hazırlayan A. Sabityan, s. 99.
Daha sonra alimlerinden Ayetullah el Meraşi et-Tüsteri "Mesaib en-Nevasıb" isimli kitabında şöyle yazmaktadır:
"Sultan Şah İsmayıl ne yaptı,Ebu Hanifenin mezarını kazdırdı,onun kemiklerini yaktı ve küllerini rüzgara savurdu ve mezarını necaset(temiz olmayan) bir yer haline getirdi.Bu,Ebu Hanifenin akibeti ve Allahın razı olduğu bir emir idi"
Diğer bir rafizi alimi Ayetullah Yusuf el Behrani "El Keşkül" isimli kitabının "Ebu Hanifenin Mezarının bazı mücizeleri" bölümünde şöyle yazmaktadır:
"Onların(sünnilerin) dört imamlarının mezarlarından ortaya çıkmış mücizelere gelince,bunlar saysız-hesapsızdır ve İnsanların şahit olduğu en büyüğü ise Ebu Hanifenin mezarından ortaya çıkmış (mucizedir).Bütün Sultanların en yücesi,Birinci Şah Abbas bağdatı fethetdi ve Ebu Hanifenin mezarının genel bir tuvalete dönüştürülmesi için emir verdi.O,iki katır tedarük etdi ve onları pazarın üstünde yerleştirdi,öyle ki,herkim doğal ihtiyacını gidermek isterse onlara binebilir ve giderek kendilerini Ebu Hanifenin mezarının içerisinde rahatlatabilirdi.Bir gün,Şah Abbas Ebu Hanifenin mezarına hizmet edeni yanına istedi ve ona sordu:"Ebu Hanife cehennemin en derin çukurlarında olduğu halde sen bu mezarda neye hizmet ediyorsun?.Hizmetçi cevap verdi:"Bu mezarda siyah bir köpek var,senin deden Şah İsmayıl Bağdatı fethettiğinde onu (mezarın) içine yerleştirdi ve Ebu Hanifenin mezarından kemiklerini çıkardı,orayı siyah köpek için dinlenme yeri yaptı.Aslında,ben o köpeğe hizmet ediyorum.O, söylediklerinde doğru idi,Sonuncu Şah İsmail bunu yapmıştı"
Rafizi Alimlerinden Nimetullah Cezairi de aynı hikayeyi kendisinin "El Envarül Numaniyye"-sinde yazmaktadır:
Not:
Imam Ebu Hanifenin mezarının üzerine Türbe onun ölümündün 309 yıl sonra yapılmışdır.
İmam İbni Kesir Hicri 459-cu yıl hakkında şöyle yazmaktadır:
فيها: بنى أبو سعيد المستوفي الملقب بشرف الملك، مشهد الإمام أبي حنيفة ببغداد، وعقد عليه قبة، وعمل بإزائه مدرسة
“Bu yıl Şerefül Melik gibi tanınan Ebu Said Bağdatta Ebu Hanifenin bir türbesini diktirdi ve onunda üzerine kubbe ve karşısınada Medrese yaptırdı"
Netice:
Netice olarak görmekteyiz ki,Ehli sünnetin değerlerin hakaret,taciz ve nefret etmek rafizi inancının bir gereğidir ve bu nefret gerekse bu gün Suriyede rafizi şiiler tarafında gerekse de geçmişte onların dedeleri olan Safeviler tarafından tekrarlanmıştır,Bize ise ne yazık ki,Safevinin bu pisliği ve acı hatıralar miras olarak kalmış.tır
Tercüme etdi:Mohammad Aras
Tercüme etdi:Mohammad Aras